Jung Kuramı.
Jung Kuramı.
(Philosophical Dictionary) :
Önce Fröytçülükten yola çıkan ve sonra ona karşı koyan Prof. Jung (1875-1961), ruhbilimin çeşitli alanlarında kendine özgü yeni kuramlar ileri sürmüştür. Öğretisi, analitik ruhbilim ya da kompleks ruhbilim okulu adıyle adlanır. Örneğin bilinçdışı izlenimlerden meydana geldiğini ileri sürdüğü ortaklaşa bilinçsizlik (Al. Kollektive Unbewusstsein) deyimini ortaya atmış ve düşler, dinsel coşkular, masallar ve hastalık hezeyanlarında bu izlenimlerin meydana çıktığını savunmuştur. Jung, insanın ruhsal kişiliğini, bütün bir geçmişten soyaçekimle gelen bu ortaklaşa bilinçdışı izlenimlerin onardığını ileri sürer. Freud'ün cinsellik içgüdüsü ve Adler'in aşağılık kompleksi'ne karşı çıkarak insanın ruhsal karakterini yaşama içgüdüsü'nün belirlediğini savunur. Jung'a göre cinsellik duyguları da, yükselme isteği de yaşlara ve koşullara göre değişen, bütün bir insan yaşamını belirleyecek güçte olmayan etkenlerdir. Buna karşı yaşama enerjisi her yaşta ve her koşulda gücünü sürdürür. Jung, tip kuramı'nı da bu temel üstüne kurar, yaşama enerjisinin içe ya da dışa dönük oluşuyle insan tiplerini entrovert ve ekstrovert olmak üzere ikiye ayırır. Ayrıca Jung, Freud psikanalizinde de ilk kez sözcük çağrışımı yöntemi'ni (Fr. Association de mots, İng. Word associati( uygulamıştır. Jung'un sözcük listesi, özel olarak hazırladığı yüz sözcüğü kapsar. Jung, bu sözcüklere uyarım sözcükleri (İng. Stimulus words) adını verir. Bu sözcükler hastaya okunur ve onların hatırlattığı ilk sözcüğü bildirmesi istenir. Hastanın verdiği karşılıklarla karşılık verme süresi ve uyarım sözcüklerine karşı tutumu ya da davranışı bir kâğıda yazılarak incelenir ve bunlardan bilinçdışı bölgeye itilmiş ve hastalığın nedeni olan olaylar çıkarılmaya çalışılır. Jung, bunu, yardımcı bir yöntem saymakta ve bununla ancak hastanın bilinçdışı kompleksleri üstündeki ipuçlarının ele geçirilebileceğini ileri sürmektedir. Verilen karşılıklarda duygulandırıcı bir yük taşıdığı saptanan her sözcük de temel nedenle ilgili olmayabilir. bkz. Fröytçülük.